Hurma; hem ağacı hem de meyvesiyle Peygamber Efendimizin (sallâllâhu aleyhi ve sellem) ve ashabının hayatında önemli bir yere sahiptir.
Hurma ağacının gövdesi, Mescid-i Nebevî’nin ve Hâne-i Saâdet odalarının yapımında direk, yaprakları tavan örtüsü ve yapraksız dalları da Kur’ân-ı Kerîm’in yazılışında kullanılmıştır.
Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) hurmayı çok sevmişler, onu hem katık, hem de meyve olarak yemeyi tavsiye etmişlerdir.
Öyle ki Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) hurmanın doyuruculuk ve kifayetini anlatmak için Hz. Aişe’ye (r.anha) “Ya Aişe, evinde hurma olmayanlar açtırlar.” buyurmuştur.
Hurma, özellikle sütle tüketildiğinde daha etkili ve faydalıdır. Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem), hurma ile süte “atyabân” yani “iki en güzel şey” demektedir.
Hurma, Kur’ân-ı Kerîm’de En’am Sûresi 99., Meryem Sûresi 23-26., Rahman Sûresi 68. âyetlerde hem dünya, hem de cennet nîmeti olarak geçmektedir.
Kaynakça: TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1998. (391-393)
Bu güzel bilgileri bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz